11 Mart 2018 Pazar

Kleifarvatn' da bir iskelet!


  •  Bir önceki yazı nedense çok az okundu. Ama bu yazmayı bırakacağım anlamına gelmiyor tabi ki. Bu hafta Arnaldur Indridason'un Sular Çekildiğinde (Kleifarvatn) kitabının eleştirisini yapacağım. 
  • 19 Ocak tarihinde başladım, 11 Mart 'ta bitirdim. Hem okuldaki derslerim, hem Ygs'ye tekrar hazırlanmam beni biraz zorladı diyebilirim. 
  • En son bu tarz bir anlatımla Ray Celestin'in New Orleans Cinayetleri kitabında karşılaşmıştım. Ikisinin gözümde tek farkı sonları diyebilirim. Bu kitabın sonunu pek beğenemedim ama gene de okumaya değer. Bundan sonrası spoiler içerir. 
  • Dedektif Erlendur'un çevresindeki karakterler gayet güzel özetlenmiş. Kimin kim olduğu çok fazla birbirine karışmıyor. Ha isimler benziyor birbirine derseniz, her polisiye kitabında yaptığım gibi karakter haritası çıkarabilirsiniz. 
  • Kleifarvatn'daki gölde, ayak bileğine bir dinleme cihazı bağlanmış bir iskelet bulunuyor. Davamız bu şekilde başlıyor. 
  • Belki de Erlendur'un kardeş kaybı olmasaydı, yıllar önce kapanmış bu davayı bir daha açmazdı. Olaylara bir bakıma duygusal yaklaştı da denebilir. 
  • Kitabı okurken ara sıra Erlendur ve ekibi umutsuzluğa kapılıyor ama siz sabırlı olun. 
  • Bu cinayetin arkaplanında ise; Soğuk Savaş zamanında yaşamış bir grup üniversite öğrencisi yer alıyor. Siyasetten anladığı şeyin aslında kendisine zarar verecek bir düzen olduğunu sonradan farkeden Tomas, FJD* ile bağlantılı Lothar Weiser, memleketinde özgürlük isteyen Ilona, Emil ve Hannes'in hikayesi bu. (*FJD: Freie Deutsche Jugend, komünist gençlik partisidir.) 
  • Anlatıldığı kadarıyla O dönemlerde siyasi polisler, aile veya arkadaş ayırt etmeksizin "sosyalizm" e karşı gelen kişilerin kendilerine ihbar edilmesini talep ediyor. Ve bu insanlar ya sindiriliyor ya da sınırdışı ediliyor. Bu bana 1984'ü anımsattı fazlasıyla. 
  • Yan hikayeyi bir kenara bırakırsak, Erlendur, yalnız bir adam. Böyle olmaktan hem hoşlanıyor hem de nefret ediyor. Kimi zaman çok yalnız hissediyor. Valgerdur, duygularını dışarı vuramayan bu adamla beraber yaşamak konusunda kararsız. Eva Lind; kızı, psikolojisi mahvolmuş durumda. Babasıyla bir türlü yıldızı barışmadı. 
  • Son sayfalarda beklentilerimin tam tersi çıktı. Ters köşe olur da bu kadar ezik bi karakter olamaz dedim, ne alaka dedim, sonra düşündüm belki de yazarımız böyle şaşırtmayı seçmiş olabilir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder